İnsan… İradesi dışında hayata atılan, kurallara göre yaşaması istenen ve yaşadığı zaman diliminde faydalı olması beklenen varlık. Dünyada yaklaşık sekiz milyar insan var. Koca gezegenin her bir köşesine savrulmuş bir sürü insan. Her birinin ayrı bir hayatı, ayrı inançları ve ayrı beklentileri var. Magna Carta’yla insanın insan olduğu için belli başlı haklara sahip olduğu gündeme getirilmiş. Doğumla gelen bu haklar ayrım olmaksızın herkeste olması gereken eşit haklardır. Peki 2020 yılında insan hakları ne kadar eşitlikçi ya da insanlar haklarını kullanabiliyorlar mı? Şöyle bir bakın: George Floyd polis şiddetinden dolayı vahşice öldürüldü. Ten renginden dolayı. Irkçılık devam ediyor. Pınar Gültekin bir erkek tarafından hunharca katledildi. Sadece Pınar olsa diyeceğim ama 361 kadın öldürüldü yılın başından beri. Toplumdaki kadına karşı tutumdan dolayı ya da giyimlerinden, gülüşlerinden, hangi saatte nerede olduklarından dolayı kadınlar öldürülüyor. Sırf kadın olduğunuz için öldürülüyorsunuz.

Mabel Matiz hakkında bir soru soruldu üniversite sınavında. Sanatını öven, kültürümüzü ne kadar güzel yansıttığını anlatan bir soruydu ancak daha sonra yetkililer tarafından fark edildi ki, Mabel Matiz eşcinsel. Onur yürüyüşünden fotoğrafları var. Linç ettiler, kültürümüze uygun değil dediler. Halbuki bir kez “Mendilimde Kırmızım Var” klibini izleselerdi fikirleri değişirdi. Cinsel yönelimlerine göre insanları hala ayırabiliyormuşuz. Demek ki insanlar kendileri olmalarından ve doğumlarıyla birlikte kazandıkları özellikler yüzünden hala ayrımcılığa maruz kalabiliyormuş. İnsan hakları yeteri kadar işlemiyormuş.

10-17 Aralık Dünya İnsan Hakları Haftası. Bu haftada barış, özgürlük, adalet ve eşitlik içerisinde insan onurunun korunması için neler yapıyoruz, neler yapmalıyız bunları konuşmalıyız. Ülkemizde ve dünyada hala oturmamış insan hakları kavramını iyileştirmek için bireysel ve toplumsal olarak yapacaklarımızı konuşmalıyız. Medyada ses yok ama neyse ki Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV)’nın düzenlemiş olduğu 11. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri başladı.

TİHV 11. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri pandemi koşullarından dolayı sinema salonlarında gerçekleşmeyecek ancak çevrimiçi gerçekleştirilecek. Böylece daha fazla kişiye ulaşma imkanı sağlanacak. Türkiye’de ve dünyada insan hakları açısından kişilerde farkındalık ve duyarlılık uyandırmak amaçlanıyor. Teması toplanma ve gösteri yapma özgürlüğü olarak belirlendi. Yedi gün boyunca 25 belgesel film çevrimiçi izlenebilecek. Yurt içinden ve yurt dışından seçme belgesel filmler farkında olmadığımız değişik insan hakları konularına değinecek, soru sormamızı ve düşünmemizi sağlayacak. Henüz iki filmi izlememe rağmen çok etkilendim. “Bu şartlarda yaşayan halkların şu hakkı ihlal ediliyormuş .” dedim. Hafta sonu madem evdeyiz kafanızı biraz açacak bu filmleri izlemenizi tavsiye ederim.