Sanat, Tarih

Antik Mısır Kılavuzu

Antik Mısır M.Ö 4. Yüzyılda kurulmuş Afrika medeniyetidir. Özgün sanatını ve mimarisini günümüze taşıyan bu medeniyet, özetle çöllerle kaplı olduğu için dışarı bağımlı olmadan gelişen ekonomisiyle ve bilimiyle kendi kendini ilerletmeyi başarmıştır. Sanatında ve anıtlarında pek çok yenilik yakalamış olup pek çok eserinde kalıcılıklarını günümüze dek sağlamışlardır. Antik mimarisinde özellikle devasa boyutlu piramit yapılarıyla ve tapınaklarıyla; dev tanrı heykelleriyle ve kendine özgün rengarenk duvar resimleriyle ortaya koydukları diğer medeniyetlerle arasındaki fark olmuştur. Bu dinamik aynı zamanda kuralcı çöl medeniyetinin güneşle kurduğu bağ; sanatına, inancına, devlet idaresine hatta günlük hayatın içine öyle bir yansımıştır ki güneşi artık bir kurtarıcı, yaratıcı olarak görmüş, ona tapınmaya başlamışlardır. Daha sonra Güneşin onlar için insan formunda yaratıcılar gönderdiğine ve devlet yöneticilerinin de bu yaratıcıların soyundan geldiklerine inanmışlardır. Böylelikle yöneticileri olan firavunlara ve insan formlu yaratıcılara bağlılıklarını göstermek için, onlara adak sunabilmek için tapınakları inşa etmişlerdir; kent mimarisinde de her alana tanrılarını taşımışlardır.

Djed Sütunu

Eski Mısırda inancın temsili olan djed; hiyerogliflerde istikrarı temsil eden sütun benzeri bir semboldür. Yaratıcı tanrı Ptah ve diğer dünyadaki Mısır tanrısı Osiris, yeraltı dünyası ve ölülerle ilişkilidir. Djed ise Osiris’in omurgasının simgesel biçimde yeniden canlandırılmasıdır. Günümüze en yakın uzantısına bakılırsa, kaynaklarda geçtiğine göre dikilitaşların kökeni bu sütuna dayanır.

Djed, Eski Mısır’ın Saklı Ev Kitabı’nda tanrı Osiris’in bel kemiği (sacrum) olarak geçer. Mısır’da orta imparatorluk egemenliğinde lahitlerin bel kemiğine denk gelen kısımlarında djed resmi çizilirdi. Eski Mısır’da bir firavunun egemenliğinin otuz yılı doldurması durumunda yapılan Sed bayramında firavun gücünü ispatlamak için çeşitli denemelerden geçerdi. Bu bayram sırasında gücü ve istikrarı sembolize eden yatay bir djed sütununu doğrulturdu. Bunun diğer bir ifadesinin de sembolik olarak Osiris’in diriltilmesi olduğu söylenir. Memphis’in baş tanrısı olan Ptah bazen ‘Soylu Djed’ olarak da adlandırılırdı. Ptah’ın elinde bulunan üç aletten birisi Djed sütunudur, diğer ikisiyse Anubis asası ve Ankh’dır.

Ptah figürlemesi
Solda Djed sütunu

İnanca göre Osiris’e ithaf edilen bir ritüelde yatay durumda olan djed sütununun-ki burada Osiris’i temsil eder- kaldırıp dikey hale getirilmesi kutlanırdı. Bu, Osiris’in simgesel yeniden dirilişi demekti. Bazı tapınakların duvar resimlerinde Djed Sütunu’nun kaldırılışı gösterilir. Djed’in kaldırılışı çeşitli yorumlara sahiptir; fakat hepsi ritüeli yapılan kişinin yeniden doğuşu süresince yaşamın yenilenmesini sembolize ettiğinde anlaşır.

Piramitler

Mısır Piramitleri, Mısır’da yer alan piramit şeklindeki yapılardır. Mısır’da yüzden fazla piramit vardır. Piramitlerin çoğu Eski Krallık Dönemi’nden Orta Krallık Dönemi’ne kadar hüküm süren firavunların mezarları olarak inşa edilmiştir. Bilinen en eski piramit, üçüncü Hanedanlık döneminde inşa edilen Zoser Piramididir. Piramitlerin yapımında çalışan işçiler, piramitlerin sırrını bildikleri için yapım bittikten sonra öldürülmüşlerdir. Piramitlerde kullanılan taşlar taş ocaklarından çıkarılırdı. Gize piramitlerinin her birinin dış yüzeyi kireç taşıyla kaplı olup bu taşlar Kahire yakınlarında bulunan bir taş ocağından çıkarıldığı kayıtlarda yer almaktadır. Taşların kanallar ve Nil Nehri boyunca teknelerle Gize ’ye nakledildiği de bilinmektedir. Piramitlerin yapımından yüksek rütbeli devlet adamları sorumluydu. Piramitler gerçek kuzeye doğru kusursuz bir şekilde hizalanmaktaydı. Muhtemelen Kutup Yıldızı’ndan yararlanmaktaydılar. Araştırmalara göre, piramitler dört gök yönüne oturtulmuşlardır. O dönemde pusula bilinmiyordu, dolayısıyla piramitlerin taban kenarlarının doğru yönlere oturtulması için yıldızların konumlarından yararlanılmış olduğu tahmin edilir. Birçok arkeolog, Gize’deki üç piramidin hepsi için on binden fazla insanın çalıştığını tahmin etmektedir. Burada çalışanlar için her gün iki bin kilo et sağlayacak kadar, koyun, keçi ve büyükbaş hayvanların kesildiği biliniyor.

Zoser Piramidi

Karnak Tapınağı: Mısır şehir yerleşimlerinde, şehrin asıl tanrı veya tanrılarına ithafen bir veya daha fazla tapınak olurdu. Bu tapınaklar özgün kozmik yaradılış alanını sembolize eder, kutsal kültlere ait heykelleri barındırırlardı. Karnak’ın inşası sırasında Mısır’ın başına gelen her firavun, kendinden bir önceki kraldan daha fazla eklemeler yaparak tapınağı daha gösterişli yapmak istemişlerdi. Bu şekilde yapımı iki bin yıldan fazla süren Karnak tapınağı günümüzde hala yarım kalmış bir yapıdır. Mısır tarihi ile mitolojisi hakkında bize önemli bilgiler vermekte olup en önemli tapınaklardan biri sayılmaktadır.

Karnak Tapınağı büyük giriş salonu

Sfenks:

Sfenks Anıtı için söylenecek şey, Antik Mısır medeniyetinde ki inanç sisteminin toplumda nasıl benimsendiğini ortaya koyacaktır. Kefren piramidinin yanında yer alan bu anıt, firavun kral Kefren’in başını taşıyan aslan vücutlu bir Mısır sfenksidir. Efsaneye göre kenti korumak için ziyaretçilerin önünü keser, onlara bilmece sorar ve kente zarar vermek amaçlı gelenler bu şaşırtmalı bilmeceleri bilemez ve sfenks onları yer. Sfenks’in efsanesi dönemin yerli halkına öyle korku vermiştir ki, kente onun kocaman bir anıtını yapmışlardır. İki pençesinin arasında bir tapınak girişi bulunan bu anıt renkli yapılmışsa da zamanla canlı renklerini kaybetmiş, burnu ve sakalı zarar görmüştür.

Kaynaklar

Rosalind Park, ‘Raising of The Djed,’, Discussions in Egypology

Yavuz Ünal, ‘Mısır Piramitleri Nasıl İnşa Edildi?’

Astropsikoloji.com

Gizlilimler.org

Bir Cevap Yazın