ARKETİP BAĞLAMINDA ARAGORN VE MEDHİ KRAL ÜZERİNE
“Her zaman umut vardır.” Arathorn Oğlu Aragorn II. Elessar
Mitlerin arketiplerin temsilcileri olduğunu, dolayısıyla mitlerde ve mitsel öykülerde gördüğümüz karakterlerin ve olay örgülerinin her birinin bir arketipe/ilkörneğe tekabül ettiğini ve kurguya dayalı anlatı sanatlarındaki bütün karakterlerin kurgu dünyasının içindeki güçlerini işte bu arka planda yatan; insanoğlunun kolektif bilinçaltında şekillenip geçmişten günümüze gelen imgelerden aldığını daha önceki yazımızda belirtmiştik. İlk incelememiz bilge büyücü Gandalf üzerineydi, bugün ki konumuz ise medhi kral Aragorn.
Seride ilk olarak The Lord of the Rings 1: The Fellowship of the Ring (Yüzüklerin Efendisi 1: Yüzük Kardeşliği) romanında karşımıza çıkan Eriador Ranger’ı (kolcusu) Aragorn “Yolgezer” lakabıyla anılmaktadır. Ancak Aragorn’un soyuna ve derinlerine indiğimizde basit bir “kolcu” dan farklı bir konumda olduğunu görmekteyiz.

Aragorn, İsildur’un soyundan gelir. İsildur fırsatı varken zaafına yenik düşüp insanlığın umudunu yok eden kralın ta kendisidir. Sauron’un parmağını kılıç darbesiyle kesip “güç yüzüğü” ü ondan söküp alan ve Orta Dünya’yı kurtaran İsildur, O’nu yok etmek yerine kendi için saklamış ve bu hatasıyla tüm soyuna ağır bir bedel ödetmiştir. Aragorn’da serideki tüm insanlardan farklı özelliklere sahiptir. Aragorn, İsildur’un son varisidir ve kralların soyundan gelmektedir. Aynı zamanda “son umut” olarak okuyucunun karşısına çıkmıştır. Bu sürgündeki kral, doğuştan hakkı olan tahtından kovulmuş olan kral İsa’nın metaforundan başka bir şey değildir. Aragorn’a hastaları iyileştirme yeteneği boşuna verilmemiştir. Kral Arthur ile olan benzerliği de tesadüf değildir çünkü Camelot hikâyesi erken dönem Hıristiyanlıkla yakından ilintilidir; kutsal kâsenin Kral Arthur destanıyla Hıristiyanlığa katılması gibi Aragorn da aynı yöntemle İsa olarak resmedilmiştir.

Tarihin uzanamadığı kısmına (soyu veya İnsanlık Tarihi’nin sınırları bir noktada engel teşkil eder), elf irfanı, diğer bir deyişle; ilim üzerinden uzanmaktadır. Aynı zamanda bu yönüyle Sauron karşısında bir mehdi figürü olarak da belirir. Dolayısıyla nerede bir deccalî karakter bulunsa aynı noktada nuranî bir karakter; “mehdi” karakteri de belirecektir. Aragorn da kendi çağının kurtarıcısı bir karakter; tarih boyu en derin köklere kadar karşımıza çıkan iyi-kötü ikililiğinin iyilik tarafında kutuplaşmış arketipik bir temsil olarak karşımıza çıkıyor. Kurtarıcılığın önemli bir yönü ise kurtarıcının her şeyi aslına iade etmesidir; çok yönlü bir inşa ve ıslah hareketidir. Asıllar köklerde veya daha da derinde yatmaktadır. Aragorn ve Medhi kral incelemesini Tolkien’in bir şiiriyle sonlandırıyoruz:
“Altın olan her şey parlamaz,
Her gezgin yitirmemiştir yolunu;
Gücü olan yaşlı kolay kolay solmaz,
Derindeki kök atlatır donu.
Küllerden bir ateş dirilecek,
Bir ışık fırlayacak gölgelerden;
Kırılan kılıç yenilenecek,
Şimdi taçsız olan,
kral olacak yeniden.”
(Yüzüklerin Efendisi, Yüzük Kardeşliği, Yolgezer)
KAYNAKÇA
Oruçoğlu, Sevgihan: Dünya Gözüyle Yüzüklerin Efendisi, Sinefil Dergisi, Boğaziçi Üniversitesi Matbaası, İstanbul, 9.12.2012
Tecimer, Ömer: Sinema: Modern Mitoloji, PLAN B Yayınları, İstanbul, 2005.
Rycroft, Charles: Psikanaliz Sözlüğü, arketip maddesi, Çev. Sağman Kayatekin, Ara Yayıncılık, İstanbul, 1989.
Jung, Carl Gustav: Dört Arketip, Çev. Zehra Aksu Yılmazer, İstanbul, Metis Yayınları, 2001.
Fordham, Frieda: Jung Psikolojisinin Ana Hatları, Çev. Aslan Yalçıner, İstanbul, Say Yayınları, 2015.
Bozkurt, Ahmet Mesut: “Tolkien ve Mythopoeia”, (Çevrimiçi), http://sutubogda.com/tolkien-ve-mythopoeia