Atatürk Hep Bizimledir
Beş sene önce heyecanlı sesiyle, kameraya kaçamak bakışlarıyla Onuncu Yıl Nutkunu okuyordu. Daha gençti. Bugünkü yaş ortalamasının çok çok altındaydı. Hep okuyordu. Ülkenin önemli sorunlarını bir bir aşarken, ortada kendisine sorumluluk edinmiş Hatay meselesi varken dahi okuyordu. Yurt gezilerine hasta haliyle devam ediyor, her an halkıyla iç içe olmaktan büyük keyif alıyordu. Yolda bir çiftçi görse hemen arabadan inip, sohbete başlıyordu. Devletin Cumhurbaşkanı köylüyü muhatap alıyordu (!).

Vatanını çok seviyordu. Belki de hastalığı buydu ne dersiniz? Var mıydı bu ülkeyi onun gibi seven?
Ama olmadı. Sonbaharın dökülen yaprakları, toprağa ıslatan evlerin tavanlarından içeri damla damla düşen yağmurlar, Kasım’ın takvim yapraklarına güç bela direnişi, tükenmeyen umutlar onu aramızda tutmaya yetmedi. 10 Kasım sabahı Dolmabahçe Sarayındaki sessizlik, Yaver Salih’in intihar etmek için odasında kalbine dayadığı silahı her şeyi anlatır gibiydi.
Artık aramızda değildi. Bu saatten sonra ne yazılan şiirler onu geri getirirdi ne milyonlarca gözyaşı ne de Dolmabahçe merdivenlerindeki umutsuzca keşke kelimesi…
Avrupa basını dahi neler neler yazıyordu. Ona diktatör diyenler onun büyüklüğünü maalesef ölümü ile kavrayabilmişti. Ama hiçbir şey bitmedi, bitemezdi. Dolmabahçe’nin duvarları soğuk ve hüzünlü kalabilirdi ama Türk milleti böyle kalamazdı. Ölüm her şeyi bitiremezdi. Onun fikirleriyle çıkılan bu yola onun fikirleriyle devam etmek şarttı. Hatta kendisi şöyle bir ifade kullanmıştı;
‘’Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.’’
İşte böyle diyordu Atatürk! Şimdi görev o fikirleri ondan sonra da yaşatmaktı. Çağdaş medeniyet seviyesine çıkmak şarttı. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalmalıydı. 10 Kasım’ı bir yas günü değil, yeniden diriliş günü olarak görmek gerekiyordu. ‘’Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun’’ demişti.
Falih Rıfkı Atay şu sözlerle her şeyi özetliyordu. ‘’Mustafa Kemal bizimdi, Atatürk sizindir!’’ 10 Kasım’da aramızdan ayrılan sadece onun bedenidir, fikirlerinin yaşadığımız ve yaşattığımız sürece Atatürk hep bizimledir.
Bu düşüncelerimi yine onun sözleriyle bitirmek istiyorum. ‘’Beni ne zaman görmek isterseniz aynaya bakın, siz Türk çocukları benim bir parçamsınız bende sizin…’’
Türk gençleri seni çok özlüyor Atam!
EZGİ ÖZDEMİR