Sanat

Aya Bakmanın Fotoğrafı: Eugène Atget’in ”Tutulma Sırasında” Hikayesi

Her fotoğrafı ilginç kılan bir hikaye vardır. Bizi fotoğrafın ardına götürür, tarihle aramızda bir bağlantı kurmamızı sağlar. Aynı zamanda arşiv niteliği taşıdığı için bilim dünyası tarafından da önem arz eden fotoğraf, bilim ve sanatın ortak noktaya uğradığı nadir bir alana sahiptir: arşiv niteliği. Hikaye ve kanıt özelliği barındırdığından insanı duygu-durum olarak da, nitelik olarak da geçmişe sürükleyebilir. Bu büyülü icadın ilk zamanlarından bir fotoğrafa gideceğiz şimdi.

Eugène Atget’in “Tutulma Sırasında” adlı, Nisan 1912’de yaptığı bir fotoğrafını inceleyeceğiz. Place de la Bastille, Paris’te güneş tutulmasını gözlemlemeye çalışırken gözlerini koruyan bir kalabalığın fotoğrafı. Atget, daha çok Paris fotoğraflarını çekmesiyle tanınıyordu. Onun sokak sahneleri genellikle sabahın erken saatlerinde yapılır ve bu, resimlerde genellikle çok az insan olduğu anlamına gelirdi. Atget’in çalışması hakkında söyleyebileceğiniz şeylerden biri oldukça zamansız olmasıdır. Bu oldukça alışılmadık bir durumdur çünkü bir sürü insan aynı zaman diliminde, belirli bir olay etrafında bulunuyor ve bu hadise bir güneş tutulması!


Şimdi detaylara inelim. İnsanların tutulmayı görmek için tuttukları küçük izleme aparatlarını görüyorsunuz. İşin ilginç taraflarından biri, bu fotoğrafın Titanik battıktan iki gün sonra yapılması. Yani Titanik, tutulmaya bakmak için burada toplanan insanların çoğunun zihninde olacaktı…


Atget, burada bir tripod üzerinde geniş bir görüş kamerası ile çalışıyor. Atget’in kullandığı negatif bir cam tabak ve boyutları 18 * 24 santimetre. Bu da yaklaşık sekiz çarpı on inç eder. Tek dezavantajı, açığa çıkarılmasının oldukça zaman alması. Bu sebeple insanların fotoğraflarını çekmek için ideal olduğu söylenemez. Ayrıca bu plakalar, fotoğrafçılığın ilk yıllarında mavi ışığa daha az duyarlıydı. Çoğu zaman bunun anlamı, hava nasıl olursa olsun veya günün hangi saati olursa olsun gökyüzünün beyaz görünmesidir. Bunun istisnası bu karanlık alanın dahil olduğunu gördüğünüz görüntünün sol üst köşesidir ve bunun nedeni vinyet etkisi olarak adlandırılan, merceğin kameranın arkası ile hizalanması veya hafif yanlış hizalanmasıdır.

Ayrıca bu görüntüler hiç kırpılmamıştır. Aslında, kontak baskı dediğimiz şeyler bunlar. Ve Atget’in baskı yöntemi, bu negatiflerle temas edecek bir fotoğraf kağıdını yerleştirmek, onları sıkıştırmak ve onu güneşin altına yerleştirmekti. Böylece görüntü, ışığın negatif yoluyla etkisiyle kağıt üzerinde ortaya çıkacaktı. Yani, Atget’in negatifinin boyutu ile tüm baskılarının boyutları arasında bire bir ilişki var. Atget neden fotoğraf çektiği konusunda çok netti. Fotoğrafa çok kendini kaptıran, açık sözlü ve mütevazı bir yaklaşımı vardı. Aslında yaptığı şey bir kameradan bakmanın doğasını gerçekten keşfeden olağanüstü fotoğraflardı.

Bu, bir bakıma ayın bir resmi olan tutulmanın bir resmi. Yine de ne ay ne de güneş görüntünün çerçevesi içinde herhangi bir yerde değil. Ancak bu, sadece fotoğrafçılar ve gök-bilimciler için değil, aynı zamanda sokaktaki, o meslekten olmayanlar için de sonsuz bir hayranlık kaynağı olan aya bakmanın bir fotoğrafı.

Bir Cevap Yazın