Güçlü Kadın: Refet
Türk edebiyatının ilk kadın romancılarından olan Fatma Aliye’yle ‘Refet’ romanı vasıtasıyla tanıştım. Romanın baş kahramanı olan Refet, zengin bir evde doğmuştu. Refet’in annesi Binnaz Hanım İstanbul görmüş bir cariyeydi. Refet’in babası Hayati Bey’le tanışmış ve taşrada Hayati Bey’in hanımları ve oğulları ile yaşamaya başlamıştı. Refet, babası ölene kadar rahat içinde yaşamıştı ancak babasının vefatından sonra hanımlar ve oğullar Refet’e pek fena muamele etmişlerdi. Binnaz Hanım çelimsiz kızını korumak için kendini siper etse de fayda etmiyordu, kötü muameleden kurtulamıyordu. Son çare İstanbul’a gidip Hayati Bey’in zengin akrabalarından yardım dilemekti. Yardım için evlerini açsalar da davranışları pek fenaydı. Binnaz Hanım çocuğunun bu kadar hırpalanmasına göz yumamazdı ama istedikleri gibi gitmemişti bu yol da. Koca İstanbul’da anne ve kız yapayalnız kalmışlardı.

Yapayalnız kaldılar derken Mürüvvet Hanım çıktı yollarına. Kapılar açıldı, kapılar kapandı. Hayat akmaya, Refet büyümeye, Binnaz Hanım ise çalışmaktan bitkin düşmeye başladı. Refet geç de olsa okula başlamıştı. Okulda ondan daha zengin, daha güzel kızlar vardı. Asla onların yanına yanaşmaz, kendini küçük düşürmez, minnet etmezdi kimseciklere. Çelimsizliğine ve çirkinliğine rağmen zehir gibi bir aklı ve gözlerini kör edecek kadar ışıltılı ilim hayali vardı. Muallim olacak, ilim öğretip vatana millete faydalı olurken annesine bakacak, evde hizmetçiler onlara hizmet edecek, yaşanılan dar zamanların keyfi çatılacak ve en önemlisi Refet ayaklarının üstünde duracaktı. Bu gayeyle hep çok çalışıyor, yaptığı her işten başarılı çıkıyordu. Refet gerçek bir hayat savaşçısıydı.
Refet, hayatın zorluklarıyla savaşan bir kadının hikayesi. Hikaye, Refet küçücük bir kız çocuğuyken başlıyor ve ayaklarının üstünde duran genç bir kadın olduğunda bitiyor. Feminizmin ülkemiz için ilk adımlarının bu romanda atıldığını hissetmekle kalmayıp ilham alıyorsunuz. Refet’e ve annesine akrabaları bir kuruş yardım etmemişken el dedikleri insanlar onlara yardım eli uzattı. Refet kendi mensup olduğu ekonomik düzeyin üstündeki kadınlara önyargıyla bakıyorken o insanlar onunla kadın dayanışmasına girdiler. Hayata dair birçok mesaj barındırmakla birlikte bilmeye ve ilime duyulan o tutkuyu çok derin bir şekilde aktarmış Fatma Aliye. Ekonomik kaygısı olmadan yaşayan kişilerin ilimle haşır neşir olma ve sanata odaklanması noktasında diğerlerine göre daha şanslı olduğuna dair yapılan haklı eleştirileri barındırıyor roman. Tüm hikaye dışında yapılan İstanbul betimlemeleri sizi adeta İstanbul’a götürüp o ruhu yaşatıyor. Romanın gerçek bir hayat hikayesi olduğunu ancak isimlerin gerçek isimler olmadığını belirtmek isterim.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın çıkardığı Türk Edebiyatı Klasikleri serisinden günümüz Türkçesiyle rahat şekilde okuyup kavrayabileceğiniz Refet romanını sizlere tavsiye eder ve içime işleyen birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak isterim:
“Benim kazanmaya ve ele geçirmeye çalıştığım huylar ve erdemlerin ise en büyük ve en güzel süsleri derin düşüncelerle buruşmuş alın ile ilim uğrunda ağarmış saçlardır.”