Michelangelo’nun Davut Heykeli
Size Michelangolu’nun Davut Heykeli ‘ni anlatmadan önce Davut ve Golyat hikayesini anlatmak istiyorum
Eski Ahit’te geçen mitolojik bir hikâyenin kahramanlarıdır Davud ile Golyat. Hikâyenin bugünkü Filistin’de geçtiği rivayet edilir. Efsaneye göre İsrailoğullarıyla Filistinliler arasında bir savaş çıkar. Filistinlilerin en güçlü askeri olan Golyat her gün İsrailoğullarının askerlerine meydan okumaya başlar. Güçlü naralarıyla karşısına bir yiğit çağırır. Bir gün “Golyat durup İsrail ordusuna, “Neden savaş düzeni aldınız?” diye haykırdı, “Ben Filistinli’yim, sizse Saul’un kölelerisiniz. Aranızdan karşıma çıkacak birini seçin. Dövüşte beni yenip öldürebilirse, biz sizin köleniz oluruz. Ama ben üstün gelip onu yok edebilirsem, siz bizim kölemiz olur, bize kulluk edersiniz.” Filistinli Golyat konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün İsrail ordusuna meydan okuyorum! Benimle dövüşecek birini çıkarın karşıma!” Filistinli’nin bu sözlerini duyunca, Saul da İsrailliler de çok korkup dehşet içinde kaldılar.” Golyat haykırışlarını 40 gün boyunca sürdürür.
O sıralarda henüz bir çocuk olan Davud Golyat’ın karşısına çıkmak için gönüllü olur. Askerlere “Bu Filistinliyi öldürecek ve İsrail’i bu utanç verici durumdan kurtaracak adama ne verilecek?’ diye sorar. Askerler ona, “Kral Talut onu zengin edecek ve kızını ona verecek” derler. Askerler krala gidip Davud’un Golyat ile savaşmak istediğini söylerler. Kral Talut, Davud’un cesaretine hayran olur ama yine de onu vazgeçirmek ister. Bunun üzerine Davud, ‘Babamın bazı koyunlarını kapmak istedikleri zaman bir ayıyı ve bir aslanı öldürdüm. Bu Filistinli de onlar gibi olacak. Yehova bana yardım edecek” der. O zaman Talut ona, “Git ve Yehova seninle beraber olsun” der.
Davud, Golyat’ın karşısına çıkmak için hazırlanırken ona bir zırh ve silah sunulur fakat Davud bunu kabul etmez ve Golyat’ın karşısına bir sapan ve birkaç taş ile çıkar. Golyat onu gördüğü zaman kolay bir şekilde yenebileceğini düşünür fakat öyle olmaz.
Golyat saldırıya geçmeden önce Davud hızlı bir şekilde görünmeden saklanarak sapanıyla bir taş fırlatır ve Golyat’ı alnından yaralayarak yere düşürür. Ardından sersemlettiği Golyat’ın kafasını keser, düelloyu kazanır. En büyük savaşçıları Golyat’ın öldürülmesiyle Filistinliler dağılır, savaşı kaybeder. Davud’un küçük yaşı ve cüssesine rağmen koca bir devi yenmesi kendisini efsaneleştirirken, sonrasında İsrail Krallığı’nın da başına geçer.

Eski Ahit’te geçen bu hikâye sanat tarihinde pek çok defa tasvir edilmiştir fakat bunlardan en önemlileri şüphesiz Michelangelo’nun Davut heykelidir.
Michelangelo Buonarroti ve Davut Heykeli

Eser, Davut’un Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı simgelemektedir. Floransa Katedrali için sipariş verilmiştir fakat yapıldıktan sonra Palazzo della Signoria önündeki meydana yerleştirilmiş. Fakat bir süre sonra başına gelebilecek her türlü zararı engellemek için, 1873’te Floransa’daki Akademi Galerisi’ne götürülmüştür. 1910 yılına gelindiğinde eserin bir kopyası tekrar meydana yerleştirilmiştir.

Şimdi Davut Heykeli’ne daha yakından bakalım:
Michelangelo, Davut’u yaptığında çok gençti. Gençliğinin ateşiyle mermere verdiği mükemmel şekil bugün bile görenleri etkilemektedir. Davut heykelinin boyu 517 cm. Figüre dikkatli bakıldığı zaman mükemmel insanı betimlediğini gözle görebilmek mümkün. Her ne kadar mükemmel insanı tasvir ediyor olsa da boyutları Davut’u normal bir insan bedeninin üç katı büyüklüğe taşımaktadır. Heykel, erkek form bilgisi esas alınarak disegno sanatsal disiplini ile temellendirilmiştir. Bu disipline göre heykel en iyi sanat şekli olarak ortaya konmuştur, çünkü ilahi yaratılışı taklit etmektedir. Michelangelo bu disipline olan bağlılığını şu davranış şekliyle ortaya koymuştur: Sanki Davut onun çalıştığı mermer bloğun zaten içindedir ve onu dışarıya çıkarmak ister. Aynen insan ruhunun bedenin derinliklerinde bulunduğuna olan genel inanç gibi. Bu ayrıca contrapposto stilinin de bir örneğidir.
Davut’un elinde bir sapan dikkatimizi çekiyor. Bu sapan Golyat’ı öldürmek için sahip olduğu tek silah olan sapan.

Davut’un sağ eli ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne koymaktadır. Elin üzerindeki damarlar tıpkı kendi elimize baktığımızda gördüğümüz kadar gerçekçidir. Sağ elinin kuvvetli oluşuna rağmen Davut solak tasvir edilmiştir. Bunu sapanı tuttuğu elinden ve duruşundan anlayabiliriz. Davut’un sağ eli bütün proporsiyona göre daha büyük yapılmıştır bunun sebebini araştırmacılar, Michelangelo’nun Davut’a verdiği “Manu Fortis” (güçlü el) takma adından kaynaklandığı düşünmektedir.

Davut heykeli yapıldıktan sonra konulması istenilen yer Duomu’nun çatısındaki bir bölümdü fakat heykel bittikten sonra yetkilileri o kadar etkilemiştir ki onu Floransa devletinin yönetim merkezi önündeki meydana yerleştirmeye karar vermişler. Buraya yerleştirilmesinin iki nedeni var; İlki heykelin politik bir anlam taşıması diğeri ise çok güzel olması. Davut’un zulme karşı gelişi Floransa’nın tarihi ile paralellik gösteriyordu ve bu sayede Floransa’da cumhuriyetin önemli bir sembolü oldu. Yani Medici ailesinin güçlenip şehirde yeni cumhuriyetçi fikirlerin oluştuğu bir dönemden bahsediyoruz. Hal böyle olunca karşıt görüşteki insanlar heykele zarar vermek istemiştir. Bir kez toplum önüne ilk çıktığı yıl, bir kez de 1527’de olmak üzere politik protestolar esnasında heykele de saldırıldı.

Bu saldırılardan sonra ve heykelin olumsuz hava koşullarından etkilenmesi sebebiyle Galleria dell’Accademia’ya taşınmasına karar verildi. Fakat burada da başına talihsiz bir saldırı daha geldi. Bu saldırı İtalyan asıllı Piero Cannata tarafından 14 Eylül 1991 yılında oldu. Cannata, küçük bir çekiçle Davut’un sol ayağına vurarak parmaklarından birini kırdı. Savunması ise “Bunu yapmamı Paolo Veronese’nin güzel Nani’si istedi. şeklinde oldu (ifadede geçen isimdeki Nani, La Bella Nani adlı tablodaki güzel Nani).

Davut’u görebilmek için Galleria dell’Accademia’ya yıl içinde yaklaşık sekiz milyon turist geliyor. Turistlerin bu sık ziyareti heykel üzerinde minik deprem etkisi yaratmaktadır.
Rönesansın önemli ismi Michelangelo, mermere can vererek derin anlamlar barındıran bu heykelini bugün bile ilk günkü ihtişamıyla izliyoruz.
“Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuşturuncaya dek mermeri oydum
Michelangelo
Kaynakça: Khan Academy, Wannart, Artkolik, Wikipedia
Görseller: Wikimedia