Nors Kozmosu: Yggdresil ve Ragnarök

Yaradılış miti çoğu kültürde birbirine benzer. Ana noktası ağaçtır her şey bir ağaçtan var olur. Nors efsaneleri de kozmosu ağaç üzerinden tasvirlemişti. Çünkü ağaç kavramı insanlığın varlığına sebep atfetmek için kullanacağı en yegâne varlıktır. Ağaç “yaşam”ın etrafında oluştuğu varlıktı. İnsana nefes ve ateşe güç veren ağaç, mutlak nitelikleriyle insana ilham olmuş tarih boyunca insanoğlunun yarattığı hikayelere şiirlere, mitolojiye kaynaklık etmiştir. Birçok kültürde aynı anlamlar etrafında şekillenen ağaç, İskandinav mitolojisinde yeryüzünün en dip köşelerinden gökyüzünün tüm çevresine dal salan bir varlık olarak rastlarız. Yepyeni ve bambaşka diyarları dallarında yaşatan bu ağaç tüm diyarları birbirine bağlar ve onları şefkatle korur. Yeryüzünün dibinde bulunan üç kökü vardır. Bu kökler karanlıktadır ve karanlık ruhlar bu köklerde bulunur. İlk kökte bilgelik tanrısı Mimir’in bilgelik ve akıl dolu kuyusu ve devlerin diyarı bulunurken ikinci kökte ise kötülük yapan ruhların hapsedildiği, yeraltı tanrıçası Hel’in mahzeni bulunur. Diğer kökte karanlık elfler ile cüceler.

Ağacın yeryüzünde kalan kısmı verimliliği, bolluğu yani “yaşam”ı temsil eder. Dünya tarihindeki anlatılagelmiş hikayelere şöyle bir bakınca, tarihi Truva savaşına sebep olan güzellik yarışmasında Aphrodite’in güzelliğinin altın elma ile taçlandırılmasından tutun Merlin’e kehanet gücünü veren elmadan veya masalların bitişindeki gökten düşen üç elmaya, klasik mekanik bilgisinin geliştiricisi Newton’un kafasına düşen elmaya, teknoloji markası Apple’ın logosuna varana dek yansımış olan meyveden elbette ki temelinde “elma” olarak tahmin edilmiş olan, aslı ağaca dayanan maddedir. Günümüzde hala devam eden geleneklere göre ağaç dallarına dileklerimiz için mendil asar, odunundan ateş yakıp üstünden atlarız. Aslında pek çok kültürde farklı versiyonlarıyla karşımıza çıkan bu ağaç Hristiyanlıkta Havva’nın yasak elmayı kopardığı “bilgi ağacı” veya Türklerde “hayat ağacı” ile denk düşmekte iken genelde ağaç kültlerinde, köklerde bulunan ve kötüyü temsil eden bir yılan vardır ve böylelikle bu payidar ağaç için bile yaşamak için savaş vermek gerektiğine işaret edilir.
Dünya ağacı anlamına gelen Yggdrasil, “Ygg” nin, yani İskandinav mitolojisinin Zeus’u, kudretli Odin’in ismine işaret ederken kelimenin tamamı “Odin’in atı” anlamına gelmektedir. Mitolojiye göre Odin, atını bu ağaca bağlar. “Bilgelik kuyusundan” su içebilmek adına bir gözünü feda eder ve böylece sonsuz bilgelik sahibi olur. Tıpkı bu ağaç gibi tahtından tüm diyarları izler ve onları gözetler.
Hikayeye göre Odin, koruması gereken topraklarda yaşanan kaos ortamına son vermek için çareler arıyordu ama bir türlü işe yarar bir çare bulamamıştı. Ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Son olarak akıl almak için Loki Laufeyjarson’a gitmiş ve ona danışmıştı. Loki, bu kaosa bizzat sebep olan kötülük tanrısıydı. Ona bilgelik kuyusundan su içmesini ama bir gözünü vermek zorunda kalacağını, ancak o halde ona çareyi söyleyeceğini belirtmişti. Sonunda ise “Çare kaosa iki gözünle bakmakta” demişti. Odin ise Loki’ye bir gözünü kaybetmenin mağlubiyeti ile o günden sonra yeşil kıyafetlere bürünerek halkın arasına karışmış, halkı ise o unutulmasın diye her yıl çocuklara ağaç altına bıraktıkları hediyeler vermiştir. İskandinav kültüründe Odin, çocukları mutlu eden ak sakallı neşeli bir babaya dönüşmüştür zamanla.

Yaşamın varlığı kaos ile başlamış ağaç etrafında şekillenmişken, yaşamın sonu da yine bir kaos ortamında doğacaktır. O gün şeytanlar ve devler tanrılara saldıracak, güneş kararacak, yıldızlar solacak ve dünya daha sonra yeniden yükselmek üzere suyun içine düşecektir. Ragnarök olarak adlandırılan kozmosun çöktüğü bu günde, güneş ve ayın peşinde koşuşan kurtlar avlarını yakalayacak, diğer kültürlerde de olan evrenin son gününe çağrı yapan “boynuz” üflenecek ve son savaş verilecektir. Tanrılar, bu savaşın sonucuyla ilgili kehanetleri önceden görmüş olsalar da silahlanıp çatışmaya karar verecek, gökyüzü çatlayacak içinden ateş devleri çıkacaktır. Tüm kainatın bilgeliğine sahip Odin bile öğüt almak için tüm varlıkların en akıllısı Mimir’e yine danışacaktır ama ne yaparsa yapsın mukadderat gereği dünya (yaşam) son bulmak zorundadır.

