Sanat

Resim İçindeki Yansımalar

Ayna; yüzeyindeki yansıtıcı özelliği ve resmin içine derin bakış anlamını dahil etmekteki büyüsü sayesinde bir çok sanatçı tarafından farklı biçimlerde kullanılmıştır. Resmin içinde yer alan aynanın varlığı bakış açısı olarak ressamın hem kendi düşünsel izlerini bize gösterir hem de mekânsal olarak derinlik katmaktır.

Resmin içindeki ayna bilmediğimiz bir açıdan resmin incelenmesi ve gerçeklik üzerine ikincil bir bakış açısı ile yaklaşmamızı sağlar. Resmin odak noktası ve içinde yer alan aynada yansıyan görüntü,  izleyicinin kendi bakış açısından yola çıkarak her defasında farklı yorumlamasına sebep olur. Bu durum ise resmin anlam içerik bakımından derin bir sorgulamayı beraberinde getirir.




Jan van Eyck, “Giovanni Arnolfini ve Eşinin Portresi”, 1434

Jan Van Eyck’ın Rönesans döneminde yapmış olduğu Arnolfini’nin Evlenmesi ya da orijinal adıyla “Giovanni Arnolfini ve Eşinin Portresi” tablosu, bir ressamın kendisini gösterdiği -portre dışında- ilk resim olma özelliğini taşımaktadır.Resmin tam merkezinde yer alan dışbükey aynanın üzerinde “Ioannes De Eyck fuit hic.1434” tümcesi okunmaktadır ve bu tümce, resmin kim tarafından yapıldığını belirtmekte ve aynı zamanda ressamın kendi imzasını göstermektedir. Resimdeki her bir nesnenin bir anlamı vardır. Bu nesnelerin anlamları genelde resmim konusu olan Evlilik Bağı ve Gereklilikleri teması etrafında şekillenmiştir. “Lekesiz bir ayna ya da kristal incili kolye gibi nesneler bekaretin sembolüdür. Pencerenin altındaki meyveler, kaybolmuş cennetin hazlarını simgeler Tepedeki tek yanan mum ise Tanrı’ nın ışığını temsil eder. Son olarak ise o devirde her şeyi gören Tanrı’nın gözünü simgeleyen dışbükey bir ayna yer alır”.


Diego Velazquez, “Las Meninas” (Nedimeler) ,1656

Diego Velazquez’ in eseri “Nedimeler” , İspanya Kralı IV. Felipe’ nin Alcázar Sarayı’ndaki yüksek tavanlı bir odada yapılmıştır. Tablo Velázquez’ in atölye olarak kullandığı bu odayı göstermektedir. Velazquez Nedimler’ de kendisini de büyük bir tuvalde çalışırken resmetmiştir. Elinde paleti ve fırçasıyla yalnızca arkasını görebildiğimiz dev tuvalin önündedir. Tuvalden biraz geriye doğru çekilmiş, ona poz verenlere bakmaktadır. Figürlerin yüzleri teker teker incelendiğinde prensesin ve diğerlerinin de buraya baktığı fark edilmektedir. Atölyenin arka tarafında koyu renkli çerçeve içinde büyük bir ayna (bir tuval olduğu da düşünülen) yer almakta, aynadaki görüntü, kırmızı bir perdenin altında portreleri için poz veren ve sahneyi izlemekte olan kral ve kraliçenin figürlerini yansıtmaktadır.

Las Meninas’ ın aynası bize tablonun dışındaki bakışı gösterendir. Orada var olan, ayna olmadan bilemeyeceğimiz bir gerçekliktir. Aynı zamanda ressamın yapmakta olduğu tablo hakkında da fikir yürütmemizi sağlar. Tabloya göre izleyici hem bakan hem bakılan konumundadır. Ayrıca Velázquez, odada görünmeyeni aynada yansıtma yöntemini 1434’te Jan Van Eyck’in İspanya kralının koleksiyonundaki Giovanni Arnolfini’nin Evlenmesi tablosundan esinlenerek kullandığı düşünülmektedir.


Mark Gertler, Still Life With Self Portrait, 1918

Mark Gertler’ in en önemli eserlerinden biri olan ve hem natürmortla hem de portre ile doğrudan ilgili olan bu eser, ressamın o dönemde içinde olduğu ve temsil ettiği Bloomsbury sanatçılarının da sıklıkla kullandığı bir tarz olan self-potrait çalışmalarına yer vermiştir. Bu tabloda küçük bir aynadaki yansımasını resmeden sanatçının renk paletleri açısından kullandığı renkler ve resmin çizgileri o dönemi oldukça iyi bir şekilde yansıtmaktadır. Aynanın içerisindeki yansıması ve etrafındaki nesneleri resmetmesi ve bunları dış bükey bir aynadaki yansıma gibi göstermesi resme oldukça ilginç bir hava katmıştır. Aynı zamanda resimdeki natürmort figürlerinin bulunması da o dönemdeki ressamların eserlerinin bir çoğunda mevcuttur.


Rene Magritte, “Çoğaltılması Yasaktır”, 1937

Magritte’nin “La reproductioon Interdite ( Çoğaltılması Yasaktır ) ” adlı tablosu Enis Batur tarafından “Aynaya, bize sırtı dönük olan kişinin yüzü yansıyacakken gene sırtı yansıyor; Yansıyan yansıtanın karşılığı değil” yorumunu yapmıştır. Resimdeki adam Magritte’ nin arkadaşı ve patronu olan sürrealist şair olan Edward James’ tır. Resimde yüzünü görmeyiz. Sadece sırtını görürüz. Buna rağmen aynadaki kitabın yansıması doğrudur. Ortadaki kitap ise Edgar Alan Poe’ nun tamamlanmamış tek romanı olan “The Narrative of Artur Gordon Pym” Artur Gordon Pym’ in öyküsünün Fransızca kopyasıdır. Bu tarz eserlerde figürlerin yüzünü görmediğimiz sadece sırtının ya da arkasındaki bir yansımanın göründüğü eserler genelde bize hüzün, yalnızlık gibi hisleri imgeler. Bu resim aslında bizim yani izleyicinin bazı şeyleri sorgulamasını istemiştir. Gördüğümüz şeyler aslında gerçekten de orada mıdır? Yoksa biz sadece baktığımız şeyin aslında zannettiğimiz şey olmadığını ne zaman fark ederiz? İşte bu tip sorular ve sorgulamalarda zaten Sürrealizme konu olan türde sorulardır.

Bir Cevap Yazın