Felsefe, Sanat

SANAT NE İŞE YARAR?

Sanat, insanların duygularını ve düşüncelerini aktarabileceği, dışa vurabileceği bir yoldur.
Mutluluklarını, korkularını, sevinçlerini ve üzüntülerini sanat yoluyla dışa vurabilir
insanlar. Şiir yazmak, resim çizmek, bir müzik aleti çalmak veya şarkı söylemek, hatta bir
konçerto dinlerken seslerin insan ruhunu büyülemesi bile sanatın tinsel boyutunu ortaya
koyar. Sanatın yapılması kadar dinleyicide de aynı etkiyi bırakabilmesi, halk dilinde
‘tüylerin ürpermesi’ gerçekleştirilmek istenir. Sanatçıdan ziyade sanatını sunduğu kitle,
sanatçının ortaya koyduğu eseri estetik bir görüşle değerlendirip yorumlamalıdır.

Örneğin; Shakespeare’in yazdığı tiyatro oyunu ‘Romeo ve Juliet’ eseri herkes tarafından
bilinen bir eserdir. Aşkları uğruna ölen çifti anlattığını herkes bilir. Fakat eseri sanat
felsefesi alanıyla gözlemlediğimizde yazılan döneme ait kültürü, ahlakını ve toplum
bilincini kolayca anlayabiliriz. Eserdeki olay 4 gün içerisinde gerçekleşmiştir ve çiftin
yaşları reşit dahi değildir. O yaşlardaki insanların evlenmelerinde bir sakınca
görünmediğini anlayabiliyoruz. Sadece estetik bir haz vermenin yanında kültürel
mirasların kalıtsal olmasını sağlar.
Medeniyetler başarılı iş adamları ile değil, arkalarında bıraktıkları sanat yapıtları ile
anılır.(Kwame Kwai Armah) Sanat aynı zamanda topluma bir ayna görevi üstlenir.
Toplumun yapmış olduğu hataları sanatla onlara geri gösterir ve düzeltebilme imkanı
sunar. Tarihte yapılan hataları sanat yapıtları ile de görebilir ve ders alabiliriz.

Sanatın, insanları iyi veyahut kötü yaptığı, ahlaki açıdan insanları etkilediği muallak bir
konu olarak görülebilir. Fakat sanat insanların etrafını saran kötü meziyetlerin
temizlenmesini ve arınmasını sağlar. Örneğin 2. Dünya savaşı sırasında birçok insanın
ölümüne sebep olan Alman komutan Adolf Hitler’in ressam olduğunu ve klasik müzik
dinlemekten zevk aldığını biliyoruz. Masasında otururken insanların ölüm emirlerini verip
bir yandan konçerto dinleyen bir insan ne kadar iyi olabilir ki? Sanat insanlara bir iyilik
vaat etmez. Sanatla uğraşan bir seri katil, insan hayatına değer vermeyen bir asker de olabilirsiniz. Bu tür insanlar kendilerini üst insan olarak görürler. Diğer yandan kendisini
ekonomik açıdan orta sınıf insanlardan ayıt etmek için müze, konser, bale bileti alan
insanlarda var. Bu insanların gerçekten bir estetik görüşü var mı yoksa tamamen
kendilerini üst insan gördükleri için mi yapıyorlar bu tartışılır. Fakat bu tür durumlarda
sanatın yanlış anlaşılması ve yanlış yorumlanması olduğunu düşünüyorum. Yukarıda da
bahsettiğim gibi insanlar sanatı içkinlikten besleyerek dışa vurmasıyla yaptığını söyledim.
Bahsettiğim kişilerin sanatı yanlış anlamaları burada yatıyor. İnsanlar, diğer insanlara
duyduğu kin ve nefreti sanatla yapmaya çalışıyor, insan hayatını sona erdirmek onlar için
sanatsal bir eylem veyahut kendinden az para kazanıyor diye insanları hor görmeyi bir
sanatsal eylem olarak görüyorlar. Bunun nedeni de apaçık belli. Sanat, maddi gücün
temsili olarak karşımıza çıkıyor. Fakat şu asla unutulmamalı ki, bir fabrikada sanat
üretilemez, hormon takviye ederek bir sanat ortaya koyamazsınız, sanat saftır ve
duyguların en saf halinden beslenir.

Sanat aynı zamanda insan hayatında anlamsız olan anların anlamlı hale dönüşmesini
sağlar. Nietzsche sanat hakkında şöyle demiştir, sanat, mutlak hakikatin yokluğunda
insanın anlamsızlık denizinde savrulup durmasını engelleyebilecek tek gemidir. İnsan
anlamsız bulduğu anları, anlamlı hale getirmeyi arzular. Bu arzu insanın sanat yapma
isteğini ortaya çıkarıyor. Çünkü hayatın anlamlı olması demek, insanın kendine değer
verdiğini ve insan hayatını kutsallıkla süslediğini anlıyoruz. Yaşamın katlanılmaz
güçlüklerle olması bir yana, bu güçlüklerle savaşabilmek ve yenilmeden tekrar kendini
dönüştürüp olgunlaştırmak için insan sanatı kullanıyor diyebiliriz.
İnsan hayatı dayanılmaz meziyetlerle doludur. Bernard Shaw, sanat olmazsa gerçekliğin
hamlığı dünyayı dayanılmaz kılar demiştir. İnsan hayatı öyle sertlikte, öyle karmaşa
içerisindedir ki, bu hayatı süslemeden ve güzelleştirmeden yaşayabilmek neredeyse
imkansızdır. Aşık olmak, aşık olduğuna şiir yazmak, ona şarkı yazmak, onun portresini
yapmak, bunlarda birer sanattır ve insan hayatını güzelleştiren evrelerdir. İnsan, insan
olmak için sanat yapar. İnsan, varlığını kanıtlayabilmek için, varoluş sürecini
tamamlayabilmek için sanat yapar. Hayatın insanı gafil avlamasını istemediği için, hayata
dört elle tutunduğunu göstermek için sanat yapar, hayata karşı bir direniş için, yaşamayı
sevdiğini haykırmak istediği için sanat yapar.

Kaynakça:

Sanat Neye Yarar,John Carey,Vakıfbank Kültür Yayınları

Bir Cevap Yazın