Sanat

Sütun Tepelerinde Töz’ü Arayan Çileci Keşişler

Britten Tennyson, Aziz Simeon betimlemesi

Çileci Keşişlerin inziva anlayışı, aslında tarih boyunca süregelmiş bir öğretidir. Bir bakıma Helenistik dönemdeki sabır ve dirence vurgu yapan Kynik ekolüne benzerdir. Eski Yunan dilinde ‘Köpek’ anlamına gelen “Kyon” kelimesinden türeyen Kynikler, Köpeksiler olarak bilinir. Onlar hiçbir geleneğe, norma, görgü kuralına uymadan tamamen bağımsız ve yoksul hayat sürmeye inanırlardı. Doğayla uyumlu basit bir yaşam onlar için “iyi yaşamak”tı çünkü bu şekilde kişi özüne dönecek, eylemlerini seçerken mutlak belirleyici olabilecektir. Böylece günahtan kaçınarak ömürlerini tamamlayabilirlerdi. Başka bir anlamda Tanrı tözüne dayanan bir ekoldü. Fakat temelde Mısır’daki bilgelerin kendilerini çöllere vurmasıyla başladığı kabul edilen Hristiyanlığın çileci düşüncesine göre bazı Azizler için yine Tanrı’ya yaklaşmanın tek yolu kalabalıktan uzaklaşarak, az yiyip çok düşünmek idi. Bu uğurda buldukları tepelere çıkar, günlerce kıpırdamadan aşağıdaki akan hayatı izler, bir nevi ruhlarını dinlendirirlerdi.

keşiş
Aziz Simeon

Günahlarının affedilmesi veya hiç günah işlemeden yaşamayı ülkü edinen bu kişiler için kendilerine acı çektirmek önemliydi. Bazıları meydanlarda buldukları yüksekçe bir sütunun üzerinde oturur, yanlarına aldıkları bir parça ekmeği acıktıkça didikler, bazıları hiç yemezdi.

Gombrich’e göre pek çok insan Tanrı’nın buyruklarına göre yaşamak istiyordu. Bu nedenle insanlar kolaylıkla günah işlenebilecek bir ortam içindeki büyük kentlerde yaşamaktan çekiniyordu, gözden ırak alanlara çekiliyorlardı. Bu Hıristiyan Dervişlerine “Keşiş” denilir. Keşişlerin bazıları kentin gürültüsünden uzak, yüksek sütunlarda günlerce hareket etmeden düşüncelere dalıp giderlerdi. Yüksekten insanların didinmelerini izler ve bu yolla Tanrı’ya yaklaşabildiklerini sanırlardı.

Phillip Schaff ise keşişliğin kökenini tarihe atfederek putperest bir toplumda Hıristiyanlığın zaferiyle imparatorlukta değişimin getirdiği büyük bir boşluk olduğundan bahseder. Vergilerin ağırlığı, aşırı kölelik uygulamaları, bir tarafın hesabına artan servet, öbür tarafın hesabına artan yoksulluk; sanat ve bilimdeki çöküntü, sınırlarda barbarların tehditlerinin insanları yalnızlığa ittiğini söyler.

keşiş

Bu yola başvurarak keşişler hem bir özgürlüğün hem de kurtuluşun ümidini aramışlardır. Yalnızlaşmak, arınmak ve hakikate ulaşma arzusu onları bu yöne çekmiştir. Avrupa’nın yıkıma uğramasıyla Yunan öğretileri, İslam öğretisinde korunmuştu; belki de bu şekilde İslam’daki din bilginlerinin de “bir lokma bir hırka” anlayışı pekişmiştir ki ilk Hristiyan münzevilerinin ortaya çıktığı ve manastırın doğduğu ortam olan Mısır, kompleks bir kültür noktasıydı. Burası Doğu, Yunan kültürlerinin ve Hristiyanlığın hem sentezlenmiş hem de birbirini dışlamış olduğu bir coğrafyaydı.

Aziz Simeon, David, Daniel yalnızca bazıları olmak üzere keşişlerin benimsediği ülküler, zamanla aynı eylemler etrafında şekillenen farklı görüşlerden tarikatları doğurmuştu; tarikatlar ise farklı manastırlarda, bazıları yer altında inzivaya çekilmişlerdi. Manastır yaşamında, elbette yoksulluğun erdem sayıldığı, aynı amaçla toplanmış kişilerin kalın duvarlarla örülü büyükçe bir dini yapıda yaşaması söz konusudur. Kişiler manastırda yaşamak istiyorsa dünyevi varlıklarını ardında bırakmalıydılar. Çünkü dış dünyaya ait bir mülkü kollamak, kendini göksel töze yani Tanrı’ya, bir anlamda İsa’ya adayan birine yakışmazdı.

keşiş
El yazmasında Aziz Daniel

Manastırlar, Avrupa’nın kaybolan öğretilerinin kopya edilip çoğaltıldığı; kalın parşömen kağıtlı ciltlerin süslerle bezenerek, İncil’den öyküler ve azizlerin yaşamlarıyla doldurulmuş olduğu hatta bununla da kalmayıp eski Latin ve Yunan şiirlerinin de bu süslü el yazmalarında işlenmiş olmasıyla daha pek çok sanatın gelişimini beraberinde getirmiştir. Yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bu yaşam, varlığını sorgulayan insandan, çöllerde kendini kaybeden bilginlere; tepelerden hayatı izleyen keşişlere evrilip, kendi tarihini yeniden keşfeden Avrupa’ya yoğrulmuştur.

KAYNAKLAR

  • Earnst H. Gombrich, Genç Okurlar İçin Kısa Bir Dünya Tarihi, İstanbul, İnkılap Yayınevi, 2018
  • Susie Hodge Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Sanat Fikri, çev. Emre Gözgü, Domingo Yayınları
  • Karen Kingsley, “Manastır Mimarisi Üzerine” çev. Salih Çift T.C Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Cilt:12/2, 2003

Diğer yazılarımızı incelemek için ana sayfamızı ziyaret edin

Bir Cevap Yazın