Hepimizi heyecanlandıran Bihter filmi 16 Kasım’da Amazon Türkiye’de yayımlandı. Yayınlandığı andan itibaren Aşk-ı Memnu hayranları tarafından topa tutuldu.

Dördüncü Duvarı Yıkan Bihter

Fleabag dizisini izlediyseniz Fleabag karakterini oynayan Phoebe Waller-Bridge’in kameraya dönüp izleyiciyle konuştuğu sahneleri bilirsiniz. Bu tekniğin adı ‘dördüncü duvarı yıkmaktır. “Dördüncü duvarı yıkmak” terimi, genellikle tiyatro, film, televizyon veya diğer performans sanatları bağlamında kullanılır. Bu ifade, karakterlerin doğrudan seyirciye hitap ettiği veya hikayenin içindeki olaylara dışarıdan müdahale ettiği bir durumu ifade eder.

Normalde bir sahne, film veya performans, izleyicilerle bir “dördüncü duvar” ile ayrılır. Bu duvar, izleyicilerin olaylara bir gözlemci olarak katılmasını ve karakterlerin gerçek dünyadan soyutlanmasını sağlar. Ancak, bir karakter “dördüncü duvarı yıkarsa”, bu karakterin kendi gerçekliğini ve izleyiciyle etkileşimini de içeren bir şekilde, hikayenin içindeki dünyanın dışındaki bir düzleme geçer.

Bu kavram, seyirci ile performans arasındaki geleneksel sınırları zorlayarak, izleyicinin daha derin bir bağ kurmasını ve hikayenin içinde daha etkileşimli bir rol almasını sağlar. “Dördüncü duvarı yıkmak”, sıklıkla bir hikayenin mizah veya dramatik etkilerini artırmak için kullanılır.

Bihter Filmi Sevildi mi?

Bihter filmi Aşk-ı Memnu hayranları tarafından sevilmedi. Bunun başlıca sebebi yıllardır izlenen bir dizinin ve her sahnesini ezberleyen bir kitlenin daha dramatik sahneler, daha uyumlu bir ikili beklemesiydi. Boran Kuzum ve Farah Zeynep Abdullah’ın uyumu, Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ ikilisi kadar sevilmedi.

Peki bunun asıl nedeni neydi? Öncelikle Aşk-ı Memnu ve Bihter filmini karşılaştırmak çok da doğru değil. Biri 2 sezon – 79 bölüm boyunca henüz internetin bu kadar hayatımızın odağında olmadığı bir dönemde yayınlanan, Türkiye ve hatta birçok yabancı ülkede efsaneleşmiş bir dizi. Bihter ise yeni yöntemlerin denendiği yer yer sarkastik yer yer eğlenceli bir film. Ben bu noktada yeni bir tarz denemenin sinemaya katkısı olduğunu düşünsem de büyük riskler barındığını unutmanın filmi beklenen altında kılacağını da söylemeden geçemeyeceğim.

Aşk-ı Memnu Kurgusu Geride mi Kaldı?

Bihter’i sevmemizin en başlıca nedenlerinden birini kitabın kurgusuna uyulmaması olarak görüyorum. Tanıdık bir kurguyu farklılık ya da yeni bir tarz denemek adına bozmanın doğru olduğunu düşünmüyorum.
Bihter kitabın sonunda ölüyorsa filmde de ölmeli. Tabi yönetmen burada Bihter’in elinde silahla gitmesini izleyici yorumuna bırakmış olabilir fakat ikonik bir ölüm sahnesinin olması gerektiğine inananlardanım. Öte yandan herkesi fragmanlarıyla heyecanlandıran bu film, kendisinden önce yapılan dizilerin, filmlerin ve aslı olan kitabın işlediği temaları -yasak aşk, ahlaki yozlaşma- geri plana atarak Bihter’in karakterini ana tema olarak koymasıydı. İzleyicinin bu kadar şaşırması onları beğenmemeye itti demek yanlış olmaz.