EFSANENİN ARKASINDAKİ ADAM: RASPUTİN
Grigori Yefimoviç Rasputin’i merak konusu yapan tarihe ölümsüzlüğü ve doğaüstü güçleri olduğu iddiasıyla yazılmasıdır. Gelin, efsane olmuş tarihi kişiliği daha yakından tanıyalım. Kahramanımız, 22 Ocak 1869’da Pokrovskoye köyünde doğmuş. Çok küçük yaştayken kardeşlerinin boğularak ölmesi onu derinden etkilemiş ve zor bir çocukluk yaşamasına sebebiyet vermiştir.
Kehanetlerin Ardından Gelen Doğaüstü Güç
Çocukluk yıllarında başlayan Rasputin’in kehanetleri çevresindekileri doğaüstü bir gücünün olduğuna inandırmayı başarmıştır. Örneğin Sibirya’da yaşarken babasının atını çalan kişiyi hiç görmemesine rağmen bilmiş, çalan kişi sonradan olayı itiraf etmiş ve özür dilemiştir. Kehanetleri onu Çarlık Rusyası’nın en etkili kişisi haline de getirir çünkü 1907 yılında Çar’ın oğlu Alexis hemofili hastalığına yakalandığında Rasputin yalnızca kendisinin iyileştirebileceğini iddia eder; bakışları, dokunuşlarıyla veliahtın kanamasını durduran Rasputin’in doğaüstü güçleri olduğu herkesçe kabul edilir. Bu olayın ardından Çariçe Alexandra, Alexis’i korumak için Rasputin’i saraydan ayırmaz. Rasputin’in de saray yılları başlamış olur.
Radikal Görüşleriyle Ünlenen İktidar Hırsı
Çar’a sürekli siyasal konularda fikirler de vermeye başlayan Rasputin 1916 yılına kadar saray yönetiminde de söz sahibi olur. Çar ve Çariçe’ye her istediğini yaptıran bu adam, Alexis’in kanamaları sayesinde de ahlaksız konuşmaları yüzünden aldığı sürgün cezasından da kurtulmuştur. Bu andan sonra daha çok her alanda adeta ülkeye hükmetmeye başlar.
Aşk Makinesi
İnsanın içine işleyen derin mavi bakışları, uzun boyu, heybetli sakalı ve özellikle hitabet gücü sayesinde Rasputin kadınları etkiliyordu. Üstelik saraydaki tüm kadınlarla beraber olmuştu. En büyük hayranı ise Çariçe Aleksandrova’ydı.

Öldürülemeyen Bir Ölümlü
1.Dünya Savaşı sırasında galip gelmenin tek yolunun Çar Nikolay’ın ordunun başına geçmesi gerektiğini öne sürmesi üzerine ordunun başına geçen çarın başarısız olması, Rasputin’in kadınları kendine hayran bırakması ve her alanda ülkeye hükmetmesi yüzünden saraydaki Rasputin karşıtları çoğalır. Artık Rasputin’in öldürülmesi için bir plan yaparlar.
Bir davet düzenleyip bu davete onu çağırırlar. Prens Yusufov tarafından bu davete çağrılan Rasputin daha misafirler gelmeden kendisinin özel bir konuda fikri alınmak üzere bodrum katında bir odaya indirilir ve burada kendisine sunulan siyanürlü yiyecek ve içeceklerden tadar. Rasputin’e hiçbir şey olmadığını gören Prens Yusufov bir İngiliz ajanından yardım ister. Ajan ona bir silah verir ve Prens Yusufov, Rasputin’e iki el ateş eder fakat Rasputin kendisini bahçeye atarak kaçmaya çalışır. Rasputin, bahçe duvarını aşmaya çalışırken ona tekrar ateş ederler. Rasputin yere düşer. Gelen düşmanları ölmediğini anlayınca onu önce döverler sonra da bir halıya sarıp Neva Nehri’ne atarlar.
Son Kehaneti
Günler sonra bulunan cesede otopsi yapıldığında Rasputin’in kurşunlardan değil boğularak öldüğü anlaşılmıştır. Sonu kardeşleri gibi boğularak olmuştur. Rasputin, öldükten sonra yazdığı gizemli bir mektup ortaya çıkar. Mektupta yazanlar ise şöyle:
“1 Ocak’tan önce öldürüleceğim, eğer soylular tarafından öldürülürsem; soyluların tümü Rusya’dan ayrılacak, Rusya’da kardeş kardeşi öldürecek, 25 yıl içerisinde Rusya’da bir tane bile soylu kalmayacak ve benim ölümümde Çar’ın eğer bir parmağı varsa Çar’ın çocuklarından hiçbiri iki seneden fazla yaşamayacak ve Rus halkı Çar’ın ailesini öldürecek.”
Dinlemek isterseniz: https://youtu.be/16y1AkoZkmQ
Alan Rickman’ın Rasputin’i canlandırdığı filmi: https://youtu.be/mSxvVdseB74
Kaynakça:


