Psikoloji

Hayatımızdaki Kırık Camlar

   Yaşadığınız şehirde ya da mahallenizde mutlaka karşınıza çıkan terk edilmiş bir ev olmuştur. Yıllardır kullanılmıyordur ve camları kırık, içi çöp dolu, yıkık dökük bir haldedir. Bir anda nasıl da canlandı gözünüzün önünde değil mi? Önünden geçerken belki biraz ilginizi çekti ya da belki sizde merak uyandırdı ‘Ne oldu da bu hale geldi acaba?’ diye. Evet, terk edilmiş bir ev var ortada. Yıllardır kullanılmıyor ama neden başkaları tarafından daha da kötü bir hale getirildi? Ya da şöyle sorayım: İlk camı kim kırdı?

   Daha önceki yazımda anlattığım meşhur Stanford Hapishane deneyinin araştırmacısı Philip Zimbardo ilk camı kırmanın önemini anlatmak için şöyle bir deney yaptı: Plakasız ve sahipsiz iki aracı Kaliforniya’da iki farklı semte -Bronx (sosyoekonomik düzeyi düşük olduğu bilinen semt) ve Palto Alto (sosyoekonomik düzeyi yüksek olduğu bilinen semt)- bıraktı. Birkaç saat içerisinde Zimbardo’nun Bronx’a bıraktığı aracın önce radyatör ve aküsü çalındı daha sonra araba, saldırılara uğrayarak bir gün içerisinde değerini kaybetti. Arabanın zamanla döşemeleri yırtıldı, kullanılamaz hale geldi ve çocuklar için bir oyun alanına dönüştü. Palto Alto’ya bırakılan araç ise diğerinin aksine bir haftadır sapasağlam duruyordu. Zimbardo bunun üzerine aracın yanına balyozla giderek ona vurdu ve camlarını kırdı. Sosyoekonomik düzeyi yüksek olan Palto Alto’daki insanlar da Zimbardo’ya katılmaya, arabaya zarar vermeye başladılar. Bir anda o düzgün giyinimli ve görünümlü insanlar Zimbardo’dan etkilenmiş ve nedenini bilmeden arabayı hurdaya çevirmeye başlamışlardı. Sosyoekonomik düzeyi farklı iki yere konan arabaların sonları da aynı olmuştu. Oysa bu deneyi okurken Palto Alto’da böyle bir durum olacağını tahmin etmediğinizden eminim. Kaldı ki bende etmemiştim. Ama Zimbardo, bir zarar vererek başlattığı eyleme diğer insanların da katılmasını sağladı ve bu deneyin sonucu olarak şuna karar verdi:

Demek ki ilk camın kırılmasına, ilk duvar yazısının yazılmasına, ilk çöpün atılmasına ya da herhangi bir vandalizm davranışına izin verirsek diğer insanlar da bunun devamını getirecek ve bu durum baş edilemez bir hale gelecekti. Deneyiyle de adına ‘Kırık Camlar Teorisi’ dediği bu teoriyi desteklemiş oluyordu.

   Aslında bu durumun hayatımızın içinde olan birçok örneği var. Mesela dışarıda bir tuvalete gittiğinizde çok hijyenik değilse siz de temiz bırakmaya özen göstermezsiniz ya da sokağınızdaki çöp kutusunun yanında çöp poşetleri varsa siz de kenarına koymaya başlayabilirsiniz çünkü sizden önce birisi o tuvaleti temiz bırakmamış ya da çöpünü çöp kutusunun içine atmayıp yanına koyarak o ilki gerçekleştirmiştir. Yani Zimbardo’nun deyimiyle ilk camı kırmıştır. Zaten devamının gelmesi an meselesi olmuştur artık.

   Teorinin insanlarda yarattığı temel düşünce çoğunlukla ‘Herkes yapmış, ben yapmasam ne değişir, yapsam ne?’ cümlesi ya da ve benzeri cümlelerdir. Bunun bir başka örneğini 2003 yılında Irak’a Amerika birliklerinin girip Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinden sonra da görebiliriz. Rejimin devrilmesiyle yağmacı gruplar kontrolden çıkarak hastaneleri, kütüphaneleri, üniversiteleri, müzeleri ve daha birçok kurumu korkunç bir şekilde yağmaladılar. Hatta bir dergide bu olay ’16.yüzyılda Aztek ve İnka kültürünü tahrip eden İspanyol istilacılardan beri bu kadar çok şey, bu kadar çabuk yok edilmemişti.’ cümlesiyle yer aldı. Peki insanları bu kaos ortamına sürükleyen neydi sizce? Tabi ki en başından beri konuştuğumuz kırık cam teorisine dönüyoruz cevap olarak. Büyük ihtimalle o insanlar pencerelerden ‘ilk’ yağmacı grupları görmeye başladılar. Daha sonra oluşan kaos ortamına onlar da katılmak istedi çünkü evde otursalar bir işe yaramayacaktı belki de. Böylece yağmalama gruplarına katılımlar artmaya başladı ve aynı Zimbardo’nun deneyinde sosyoekonomik düzeyi yüksek olan Palto Alto’daki insanlar gibi yağmalamaya yeni katılanlar da nedensizce yağmalama grubuna ayak uydurdu. İlk cam kırığı diğer camların kırılmasına neden olduğu gibi Irak’ta da ilk yağmalama diğerlerine neden oldu ve kaos kaosu doğurdu.

   Hayatımızda, çevremizde, toplumda ‘Bir kereden bir şey olmaz.’ diyerek başladığımız her davranışımız ikincinin, üçüncünün ve daha fazlasının gelmesini sağlar aslında. Küçük aksaklıklara, taşkınlıklara, rüşvetlere, zarar verici davranışlara, yolsuzluklara, adaletsizliklere bir kere göz yummamız hepsine göz yummamıza yol açar. Daha sonra göz yumduğumuz her durum, büyük bir kaos ya da sokağımızdaki camları kırık, terk edilmiş ev olarak karşımıza çıkar.

Eğer bu yazıyı okuduysanız bundan sonra hayatınızda ‘bir kerecik’ diye başlayacağınız davranışların sizi hangi kırık camlı binaya götüreceğini tahmin edin.

Yararlanılan ve İnceleyebileceğiniz Kaynaklar

*https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1r%C4%B1k_camlar_teorisi#:~:text=K%C4%B1r%C4%B1k%20camlar%20teorisi%20veya%20k%C4%B1r%C4%B1k,vandalizm%20davran%C4%B1%C5%9Flar%C4%B1%2Fbelirtileri%20ve%20normlar%C4%B1

*https://aklinizikesfedin.com/kirik-cam-teorisini-duymus-muydunuz/

*Sosyal Psikoloji-David G. Myers

Bir Cevap Yazın