En sevdiğiniz tablo ne ya da ressam kim diye sorulduğunda insanlardan Vincent van Gogh Yıldızlı Gece tablosu cevabını duyabilirsiniz. Popüler kültür, bilim ve sanat tarihi onu bu kadar severken Vincent Yıldızlı Gece tablosunubaşlı başına bir hata ve başarısızlık örneği olarak görmektedir. Bakarken içimizden ”ah ne güzel bir manzara” diye geçirdiğimiz bu tablo Vincent’ ın akıl hastanesinin penceresi ardından gördüğü manzaraydı.

1853 yılında doğan Vincent van Gogh 37 yaşındayken bir intihar girişiminden sonra kan kaybı nedeniyle hayatını kaybetti. Yıldızlı Gece adlı resmi 1889 yılında St. Remy’ deki ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin zemin katında, doğu cephesinde yer alan ve atölye olarak kullandığı odanın penceresinden yapmıştır.

Van Gogh’ un rahatsızlığı konusunda birçok görüş vardır. Nienke Bakker (Van Gogh Müzesi araştırmacısı) ressamın bipolar bozukluk ve temporal lob epilepsisi karışımı bir rahatsızlıktan mustarip olduğunu söyler. Gerçi zamanla konulan teşhisler değişerek hastalığın akut fasılalı porfirya, meniere ve sınırda kişilik bozukluğu olduğu söylenmiştir. Ancak hastalığı ne olursa olsun onun benzeri görülmemiş eserler üretmesine engel olamadı…

Van Gogh’un Yıldızlı Gece Tablosu Eser Analizi

Yıldızlı Gece, sanat tarihinde önemli bir yere sahip. Van Gogh’ un resmi beğenmemesine rağmen bu kadar önemli oluşunun nedenlerine bakalım:

Kendinizi boş bir odada bu resmin tam karşısında hayal edin ne hissederdiniz? Gökyüzü, yıldızlar, uzaktan gözüken köy ve göze çarpan diğer detaylar çok güzel değil mi?

Vincent kardeşi Theo’ ya yazdığı mektupların birinde ”Yıldızlı Gece” için şöyle der: “Demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. Sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum.”

Resimde kısa fırça darbeleri ve ışık özellikle gökyüzünde çok belirgin bir halde gözükmektedir. Bu resmi önemli yapan diğer bir özellik ise bilim insanlarının üzerine sürekli çalışmalar yaptığı ‘türbülans’tır. Fırça darbeleri gökyüzündeki türbülansları gösterir ve sanat tarihçileri resmin bu detayı üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir.Türbülans kavramı bir sıvının ya da gazın hareket halindeki düzensizliği demektedir. Bilim insanları Yıldızlı Gece tablosundaki türbülans benzeri fırça darbelerini dijital bir versiyonda incelemeye karar verdiler ve görüntüdeki piksellerin parlaklığını karşılaştırdılar. Bu inceleme sonucunda Rus matematikçi Andrey Nikolaevich Kolmogorov’un 1940’larda yaptığı türbülans çalışmalarının Van Gogh’un bu tablosundaki parlaklıklarla eşleştiğini gördüler.

Resmin renklerine bakın, Van Gogh’ un diğer resimlerinden tanıdık geldi mi? Sarı ve mavi…

Resme uzaktan baktığımızda bir köy, girdap halinde bir gökyüzü, yıldızlar, ay ve bir kilise görülür. Aslında sanatçının kaldığı odadan bakıldığında kilise ve köy onun manzarasında yoktur. Bunlar tamamen Vincent’ ın hayal ürünüdür. Sanat tarihçileri kilise ve köyün sanatçının doğduğu yer olan Hollanda mimarisine uygun olarak çizildiğini söyler. 37 yıllık hayatında kilise, Vincent için önemli bir yere sahipti babası tutucu bir din adamıydı ve oğlunun da kendisi gibi olmasını istiyordu. O da vaiz oldu. Bu durum resme genç yaşta başlamasına neden olmuştu. 27- 28 yaşlarında Kilise’ nin imajını zedelediğini söyleyerek işine son verdiler. Daha sonra Vincent kendisini resme verdi. Sadece ömrünün son dokuz yılı resim yaparak bize harika eserler bıraktı.

Resimde gördüğümüz servi ağacı genellikle mezarlıklarda olan ve ölümü simgeleyen bir ögedir. Yani hayatının son dönemlerinde ölüme yakın olduğunu anlatan ögeler resimlerinin bir parçasıydı.

Ardında bıraktığı mektuplar, harika ötesi tablolar sadece dokuz yılda yapıldı.

Son olarak Vincent resmi yaparken demir parmaklıkları çizmemiştir. Bu da zihninin, hayal gücünün özgür olduğunu bize göstermektedir

Eser 73,7 cm x 92,1 cm boyutlarındadır ve günümüzde New York’ da bulunan Museum Of Modern Art’ da sergilenmektedir.